Başarılarının devamını dileriz....
30 Kasım 2015 Pazartesi
6. SINIF ÖĞRENCİMİZ SALİH EREN, ÇALIŞMALARIYLA FARK YARATIYOR
6. Sınıf öğrencilerimizden Salih Eren UYAN boş zamanlarında ve görsel sanatlar dersinde yaptığı tasarımlar ve resim çalışmalarıyla başarılı ürünler ortaya koyuyor ve bu çalışmalarıyla fark yaratıyor.
20 Kasım 2015 Cuma
19 Kasım 2015 Perşembe
KOLYE KARIŞIKLIĞINA SON VEREN TASARIM
Kolyelerimiz her seyahatte ve günlük yaşamımızda çantamızda ve bavullarımızda çoğu zaman birbirine karışır ve bunun sonucunda kolyelerimiz açılırken ya bizleri çileden çıkartır ya da hiçbir zaman açılmayacak bir düğüm içinde kalırlar. İşte bu durumu engellemek için muhteşem ve basit bir yöntem, kolyelerimiz artık karışmayacak. 1 adet pipet yardımıyla bu iş kolayca çözülecek.
18 Kasım 2015 Çarşamba
16 Kasım 2015 Pazartesi
14 Kasım 2015 Cumartesi
Bilgi ve İletişim Teknolojileri - Teknoloji ve Tasarım Dersleri Sorgulamaya Dayalı Eğitim Örneği
Öğrencilerimiz ve öğretmenimiz, bilgi ve iletişim teknolojileri ile teknoloji tasarım dersinde ortak çalışma ile teknelerini hazırladılar. (Video'yu izlemek için blog sayfamızı ziyaret ediniz.)
13 Kasım 2015 Cuma
İLKOKULDAN 10 KASIM ATATÜRK PANOLARI
İlk okul öğrencilerimiz hazırladıkları birbirinden güzel "Mustafa Kemal Atatürk" panolarla; aramızdan ayrılışının 77.yılında ATA mıza bir kez daha saygılarını gösterdiler...
12 Kasım 2015 Perşembe
JACKSON POLLOCK SONBAHAR RİTMİ resmi
Pollock, Sonbahar Ritmi’ni yapmadan önce üç yıldır damlama stilinde resim yapıyordu. Bu resim, onun damlama resimlerinin doruk noktasını oluşturur; bundan kısa süre sonra daha figüratif yapıtlara geri döndü. Resmin muazzam ölçeği ve giriftliği izleyiciyi içine alır, Pollock’un deyişiyle izleyici “imgenin içine girer”.
Bakışlar, bütün tuval üzerinde inip çıkan ve gerisingeri dönen etkileyici boya yolları boyunca ilerler. İzleyici resmin içine de çekilir – siyah çizgiler öne çıkar gibi görünürken, kahverengi, beyaz ve gri lekeler geride kalır. Yerinde duramayan, fır dönen enerji müzik ya da dansı çağrıştırır ve devasa boyutlar Pollock’un büyüdüğü Batı Amerika’nın görkemli manzaralarına gönderme yapar.
İyi ki doğdun, İzlenimci ressam CLAUDE MONET (14 KASIM 1840)
Işığın ve renklerin ustası, Empresyonist(izlenimci) ressam. Monet, resimlerinde fırça darbeleriyle oluşturduğu değişik renklerde noktalarla istediği izlenimi uyandıracak renk ve ışık etkisini yaratmayı başarmıştır. 14 Kasım 1840 tarihinde Paris, Fransa'da dünyaya gelmiştir. İyi ki doğdun Claude Monet...
11 Kasım 2015 Çarşamba
ATATÜRK VE MÜZİK
ATATÜRK VE MÜZİK
Atatürk, şiir ve edebiyat dışında müziğe de büyük bir ilgi duymuştur. Şarkı ve türküleri dinlemekten büyük bir zevk alan Atatürk, zaman zaman okunan şarkılara eşlik etmiş, oynanan halk oyunlarına katılmıştır. Bazı Rumeli türküleri, onun sesinden notalara dökülmüş ve müzik repertuarımızda yer almıştır.
Atatürk, askerî ataşe olarak Sofya’ da görevli bulunduğu dönemde çok sesli müziğe ilgi duymaya başlamıştır. Klâsik müzik konserlerine ve operalara giderek bu müzik türlerini tanıma fırsatı bulmuştur. Cumhuriyetin ilânından sonra, ülkemizde bu müzik türlerinin sevilmesini ve müzik kültürümüzde yer almasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalara önderlik etmiştir. Ülkemizde müzik sanatının gelişmesi için bütün olanaktan kullanmıştır.
Atatürk’ ün, tiyatro, bale, edebiyat, heykeltıraşlık, mimarî, resim, müzik gibi sanat dallarıyla ve sanatçılarla ilgilenmesi, onları desteklemesi Atatürk’ ün sanatla çok yakın bir ilişki içinde olduğunun göstergesidir.
Atatürk, sanatla ilgili düşüncelerini, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki konuşmalarında, Çankaya Köşkünde sanatçılarla yaptığı sohbet ve tartışmalarda belirtmiştir. Atatürk’ün bu konuşma ve tartışmalarda dile getirdiği sanatla ilgili düşünceleri, Türk halkına ileti niteliği de taşımaktadır.
Atatürk, sanatın tanımını şu sözlerle açıklamıştır:
"Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur."
Sanatın, bir toplumun ilerlemesindeki öneminin ve vazgeçilmezliğinin bilincinde olan Atatürk, bu düşüncesini şu sözlerle ifade etmiştir:
"Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir,"
"Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur,"
"Dünyada medenî, ileri ve gelişmiş olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir."
Atatürk’ ün bu sözleri, sanatla ilgili temel düşüncelerini ifade etmesi bakımından önemlidir.
Atatürk’ ün sanatçılarla ilgili düşüncelerini ifade ettiği sözleri ise şunlardır:
"Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır."
"Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız."
Büyük bir sanatsever olan Atatürk’ ün gönlünde, müziğin ayrı bir yeri vardı. Bu nedenle millî kültürümüzde önemli bir yer tutan güzel sanatlar içinde müziğe ayrı bir önem vermiştir. Müziğin önemiyle ilgili düşüncelerini, şu sözleriyle ifade etmiştir:
"Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar, insan değildirler.
Atatürk’ün Müzik Anlayışı
İnsanlığın ortak dili olarak müzik, yine insanlığın ortak mirası olan uygarlık yolundaki konum ve katkıların da göstergesidir.
ATATÜRK; müziği, ulusların kültürel kimliğinin kazanılması, korunması, tanıtımı ve kuşaklara aktarılmasında en etkin unsurların başında görüyordu.
Büyük ATATÜRK, Türk müziği politikasının sağlam temellere dayandırılması için temel ilkeleri tespit ediyor, Türk milletinin güçlü bir müzik potansiyeline sahip olduğunu bilerek, bu müziğin layık olduğu biçimde, çağdaş medeniyet kurallarına göre geliştirilmesini istiyor, Türk gençliğine ve sanatına yeni ufuklar açıyordu. Sanatta ve kültürde köklü bir geçmişe sahip olan Türk milletinin lâyık olduğu seviyeye ulaşması, onun temel emeli ve idealiydi.
Milli ve yerel duygularla harmanlanmış ifadeler evrensel boyut kazanmalı, ulusal müziğimiz aynı zamanda yalnız ülke içinde değil, uluslararası alanlarda da seslendirilebilir olmalıydı.
ATATÜRK, bir müzisyen olmasa da derin bir müzik kültürü ve anlayışına, zevkine sahipti. Müziği seviyordu. Şu sözleri bunu anlatmaktadır:
"Müzik, yaşamın bir parçası değil kendisidir. Yani 'Hayat Müziktir.' Müzik ile alakası olan tek varlık, insandır. Müziksiz bir hayat da zaten mevcut değildir."
Evet ATATÜRK ne kadar da haklıydı; müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci, kendisiydi. Ancak, müziğin türü üzerinde dikkatle durulmalı, düşünülmeliydi.
ATATÜRK, Türk müziğine alaturka damgasını vuranlardan değildi, hele Arap, Fars ve Bizans müziklerinden etkilenmiş olduğu görüşünü asla kabul etmemiş.
Atatürk’ün müzik Hakkındaki Düşünce ve Sözleri
Atatürk, güzel sanatlara ve onun bir paçası olan müziğe özel bir önem veriyordu.
Müziği toplumun temel kültür değerlerinden biri olarak görüyor ve Türk ulusunun yücelmesinde başlıca hareket unsuru olarak ele alıyordu. Atatürk’ün bu konudaki görüşlerini şu sözlerinden anlayabiliriz:
‘’Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından birisi kopmuş demektir’’
‘’Efendiler! Hepiniz milletvekili olabilirsiniz! Bakan olabilirsiniz! Hatta Cumhurbaşkanı
olabilirsiniz! Fakat sanatkar olamazsınız!’’
‘’Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, müzikte değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir’’
‘’Biz Batı musikisini saygıyla dinlediğimiz gibi, bizim musikimiz de bütün dünyada saygıyla
dinlenilecek bir halde olmalıdır.’’
‘’Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzikle ilgisi olmayan varlıklar insan
değildir. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır.Müziksiz hayat zaten var olamaz.Müzik hayatın neşesi , ruhu , sevinci ve her şeyidir.Yalnız , müziğin türü üzerinde düşünmeye değer.’’
‘’Bir millet sanat ve sanatkardan yoksunsa, tam bir hayata sahip olamaz.’’